KARIŞIK

Çoktandır karışık post yazmamışım. Halbuki daha çok seviyorum bu şekilde yazmayı. Baktım da bir sürü şey birikmiş, artık iki postta olur herhalde. Bir de dikkatimi çekiyor bloglarda eski canlılık yok. Haftalardır hatta aylardır paylaşım yapılmayan bloglar var.

İlk önce fasuli lokantaları. Biliyorsunuz bir zincir şeklinde çoğu yerde açtılar ve açmaya da devam ediyorlar. Ben Gülden'le Cerrahpaşa'nın arkasında olana gittim. Tarihi binalar, hamamlar, camiler arasında çok eski bir bina. Marmaray yapılırken binanın her tarafı çatlamış yıkılacak duruma gelmiş, her taraflarını  çelik desteklerle kuvvetlendirmişler.

Her tarafta afişler, şubeleri falan gösteren yazılar var. Fiyatlar  orta karar. Çok ucuz sayılmaz ama gerçekten mükemmel kuru fasülye yapıyorlar. İspir fasülyesi tereyağlı, soğansız ve kendine has özel bir sosu var. Soğansız olduğuna inanamıştım internetten araştırdım  doğruymuş. :))

Bu da fasülyenin faydalarını anlatan bir yazı. Baksanız olmayan vitamin yok içinde. Bir de fasülyenin kıymetini bilmeyiz. :)) Eskiden gariban yemeğiydi. Hatta mahalle aralarındaki esnaf lokantalarında çorba gibi sulu gelir, suyuna bana bana bir ekmek tüketilirdi. O lokantaları en lüks restorana değişmem valla. Sayıları çok azaldı ama her güzel şey gibi.

Fasülyenin yanında istemeseniz bile kuru soğan, turşu ve mısır ekmeği geliyor. O ekmek tek başına bile yenir o kadar lezzetli.

İkinci olarak zeytinyağlı yeşil domates yemeği. Geçen yıl birçok blogda paylaşılmıştı. Ben en son Nilgin'ün blogda görmüş çok da heveslenmiştim yapmak için ama mevsimi geçmiş herhalde yeşil domates bulamamıştım.

Geçen gün çarşıda örünce aklıma geldi aldım ve pişirdim. Çok güzel bir zeytinyağlı yemek oldu. Tahmin ediyorum Osmalılardan gelen bir yemek. Onlar domatesi yeşil olarak tüketirlermiş ya, kızarınca çürüdü diye atarlarmış . :)))) Her neyse senede bir kere yapıp yemek de fayda var.

Kanlıca mantarı geçen sene de paylaşmıştım şimdi tam mevsimi. Görünüşü bir acayip ama çok lezzetli oluyor.

Tereyağında kızarttım sonra üzerine bol soğanlı, domatesli sos yaptım. Biliyorsunuz mantar protein deposu ve sıfır kolestrol.

Pancar salatası. Galiba Lezzet dergisinden almıştım tarifi. 

Pancarın rengini çok seviyorum nerede görsem dayanamayıp alıyorum. Haşlıyoruz biraz diri kalacak şekilde. Sonra rendeliyoruz, üzerine zeytinyağı, limon, sarımsak, biraz sirke ve tuz koyuyouz. Üzerine de bol ceviz. Çok güzel bir meze oluyor.

Migrosda yaş zeytinleri görünce Bodrum günleri geldi aklıma tabii ki aldım. Zeytin aslında yapılış aşaması olarak çok da hijyen bir ürün değil onun için evde yapmak en akıllıcası bence.

Bıçakla çizik atıp bir kavanoza dolduruyoruz.

Sonra suyla dolduruyoruz ve güneş ışığı almayan bir yere kaldırıyoruz. İki günde bir suyunu değiştireceğiz. Sonra tuzlama aşması falan var onları da o zaman anlatırım. Bu yeşil zeytin için, siyah için galiba değişik yöntemler var.