ANADOLU KAVAĞI - YOROS KALESİ -- MİDYE TAVA ( 2 )

Devamı ertesi gün demiştim ama araya hafta sonu girince bugüne sarktı. Bu arada sıcaklar çok fena dışarıda yürünmüyor, insanın canı bir şey yemek istemiyor. İşi dışarıda olanların, belli bir kıyafet zorunluluğu olan devlet memurlarının işi çok zor.

Artık kaleye çok yaklaştık, manzara da daha bir güzelleşti.

İşte muhteşem görünümler. Kalenin tam yanı yani zirvedeyiz, yaklaşık denizden 1000 metre yukarıdayız. Boğaz'ın Karadeniz'e açılan tarafı. Yapımı hızla süren üçüncü köprü de görüntüde.

Önceki manzaranın bir tık yanı. Yazıya boğmak istemiyorum sizi onun için devamlı fotograf paylaşacağım.

Bakar mısınız uçaktan çekilmiş gibi.

Boğaz'ın öteki tarafı. Sarıyer, Tarabya, Yeniköy, İstinye.

Arkanızdaki manzara da yeşilin her tonunu görebileceğiniz ormanlık alan.

Ve karşınızda Yoros Kalesi. İlk Doğu Roma İmparatorluğu zamanında yapıldığı sanılıyor. İmparatorluk zayıflayınca Cenevizlilerin eline geçmiş. Hatta içinde Bizans'a ait objelerde bulunmuş.

Dış duvarlarında iki kulede de birbirine çok benzeyen bu armalar var.

Burada kalenin girişini görüyoruz ama içeride kazı çalışması olduğundan giriş yasak.

Kelenin arkasına dolanırken küçük bir girişe rastladık oradan içeri girdik. İstanbul Üniversitesi Arkeoloji öğrencileri yapıyor kazı çalışmalarını. Başlarında da bayan Profesörleri var. Bizden zarar gelmeyeceğini anlamış olmalılar ki bizi yanlarına aldılar ve bilgi verdiler. Şu ana kadar buldukları mermi kovanları, askeri malzemeler.

Bu da kalenin içinden üçüncü köprü manzarası. Kale 50.000 metrekarelik bir alanda bulunuyormuş.

Kalenin kenarından çekilmiş bir fotograf.

Yaklaşık bin metre yukarı o sıcakta tırmandıktan sonra termosa bol buzla doldurduğum benim vişne-kızılcık şerbetim, peynirli sandviçlerimiz. Hatta gördüğünüz gibi masa örtüsü görevi yapan bir Amerikan servis. Bu kadar da yol yordam biliriz. :)))) Arkadaşım Enis'e güzel bir sürpriz oldu.

Yemeğimizi yerken aşağıdan geçen bir tanker.

Dönerken verdiğimiz kahve molasında mekanın bahçesindeki güvercinler. İlk defa gördüm böyle tavus kuşu gibi. 

Aşağıda deniz kenarında karavanda yapıp sattıkları semaverde çay. Tabii ki içtik eksik kalır mıyız hiç? :))

Ve muhteşem final. Midye tava ve bira. Anadolu Kavağında bütün restoranlar balık ve türevleri alanında uzman

Kalenin tam altındaki bu köşk Marko Paşanın köşküymüş. Şu anda Kavak'taki askeri birlik komutanının oturduğunu duyunca çok sinirlendim. Ne demek ya müze yapın,bir kültür merkezi haline getirin halk da yararlansın.

Bu gördüğünüz pek iç açıcı görüntüsü olmayan yer ise İstanbul'un büyük bölümüne midye gönderilen yer. Çuvallar dolusu midye vardı. Enis'le bir gün buraya da gelip midye alacağız ve de dolmasını yapacağız. Bol resimli, az yazılı bir paylaşım oldu, hoşçakalın.