DAMLA SAKIZLI SOMON BUĞULAMA - NİHAYET AŞURE

Bloglarda çoktandır aşure tarifleri paylaşılıyor, hepsi birbirinden güzel görüntülerden belli. Açıkcası Muharrem ayında pişmesinin dini yönden ne anlama geldiğini genel olarak biliyoruz da, detayları için internette biraz araştırdım. Çok farklı anlatımlar var. Neyse canımız da istiyordu pişirdik. :)) Ben bloglarda tarif araştırırken, Gülden'in ısrarla "annenin tarif defterindekinin ölçüleri mükemmel" demesiyle onda karar kıldık. Benim internet araştırmalarıma göre aşureye ana malzemeler dışında istediğinizi katabiliyorsunuz ama ölçülerin orantılı olması şart. Bu dediğim geleneksel aşure için geçerli. Yani ben cevizi çok severim deyip doldurursanız örneğin, tabii ki güzel olur ama asıl tatdan uzaklaşıyorsunuz. Sonuçta çok çok lezzetli bir aşure yaptık. Çoğul olma sebebi Gülden'in nokta yerlerdeki asistanlığı ve işin en zor kısmı olan nohut ve fasülyeyi soyma kısmını üstlenmesi. Yani anlayacağınız bu sefer yamaklık işi bana kaldı. :))

Nar çok ekşiymiş burada biraz sıkıntı oldu. Ben ekşiyi çok severim de bu gerçekten aşırı ekşiydi ithal ediyorlar herhalde eskiden böyle nar olmazdı.

Rahmetli annemin tarihi defteri. :)) Ben çoğunu anlamıyorum tabii o kadar pratik şekilde yazılmış ki. Ana malzemeler; 2 su bardağı buğday, 1 su bardağı kuru fasülye, 1 su bardağı pirinç, 1 su bardağı nohut, biz şekeri az kullandık 1 kilo 250 gram kadar.

Az gibi görünüyor ama bayağı oluyor. Gerçi bizde iki sefer pişti. Sitenin elemanları, güvenlikçiler, Gülden'in şirket elemanları, çocukların payı derken ilk yapılan yetmedi.

Çok yakışan bir malzeme de dolma fıstığı. Kayısılarımız doğranmış, fındığımız hazır.

İşte o hain nar.:))  Nohut ve fasülye haşlanmış, soyulmayı bekliyor. Aşure paylaşımı bu kadar. Sırf bizde de yapılmış olduğunu belirtmek için paylaşılmıştır, yoksa her zaman dediğim gibi bu konuda o kadar çok uzman blogger var ki.

DAMLA SAKIZLI SOMON BUĞULAMA :

Kanallar arasında gezerken TRT 3'te rastladım. Kadıköy olduğunu düşündüğüm açık bir alanda genç birisi pişirdi. TRT kanallarından nefret etmeme ve on beş senedir izlemememe rağmen ilginç geldi ve tarifi not aldım. Yunan mutfağından olduğunu düşünüyorum çünkü Yunan'lılar olur olmaz her şeye damla sakızını koyuyorlar. Gerçi Gülden buğulama balık sevmediğinden hemen damla sakızının hiçbir katkısı olmadığını  söylese de ben folyoyu açar açmaz o özel kokuyu hissettim. :)))

Pişerken hiç su konmuyor, acaba yanar mı diye endişe ettim ama bakar mısınız bıraktığı suya? Tek itirazım kremaya oldu, en baştan konduğu için herhalde biraz kesildi sanki. Pişmeye yakın koyacağım bir dahaki sefere.

Ben güveç kullandım. Tabanını fırçayla yağlıyoruz, üzerine ince kıyılmış sarımsak ve piyazlık doğranmış soğanları yayıyoruz.

Soğanların üzerine jülyen doğranmış sivri biberleri, havucu ve kabakları diziyoruz.

Sebzelerin üzerine takoz şeklinde kesilmiş somon balıklarımızı koyuyoruz.

Tuzumuzu ayarlıyoruz, tane karabiberin hem  birkaç adet tanesinden koyuyoruz, hem de biraz da üzerine çekiyoruz. Taze nane yapraklarını da serpiştiriyoruz.

Aralara beş altı adet damla sakızı ve birkaç parça tereyağı serpiştiriyoruz. En üste de bir küçük paket kremayı yayıyoruz.

Üzerini sıkıca folyo kağıdıyla kapatıp çok kısık ateşte veye fırında yaklaşık yarım saat pişiriyoruz. Afiyet olsun.