ORADAN, BURADAN...

Bugün canım böyle bir paylaşım istedi. Karmakarışık bir post olacak. :)))) Balık sezonu gelince sanki balıktan başka bir şey pişirip paylaşılamaz gibi geliyor bana. Balık pişiyor gene evde ama klasik balıklar, klasik pişirme yöntemleri. Onun için paylaşmıyorum. Bugün de böyle olsun.

İlk önce Tunca'nın kedisi. Saf Van kedisi gözleri değişik renkli ama beyaz kedilerin kaderi sağır. Ama çok şeker yukarıdaki fotografta benim laptopun klavyesi üzerinde temizliyor kendini. Tunca inanılmaz güzel bakıyor adeta çocuğu gibi devamlı veteriner kontrolünde, en iyi mamalar falan. Çok kedi beslemiş biri olarak en yadırgadığım olay bu kediciğin çalışan elektrik süpürgesinin üzerinde oyun oynaması. Ben bildim bileli kediyi korkutmak gerektiğinde elektrik süpürgesi çalıştırılırdı. Sağır olduğundan bu oynuyor süpürgeyle. :((

Efendim bu yaptığım üzüm sirkesi. Tarif, en güvendiğim kişiden, Refika'dan. Siyah üzümleri büyük bir kavanoza koyuyoruz, üzerine bir kahve fincanı organik üzüm sirkesi ( her markette var ama biraz pahalı) ve üzerine çıkacak kadar su koyup bir ay kadar bir yerde tutuyoruz. Bir ay sonra süzüyoruz ve nefis bir sirke elde ediyoruz. Yukarıda süzülmüş hali. İki gün sonra dibinde bir tortu tabakası oluşuyor bu çok kıymetli çünkü bir daha ki sefere maya olarak kullanacağız veya bir fincan kırmızı şarap koyarsanız bu tortunun üzerine ve su eklerseniz gene bir ay sonra şarap sirkeniz oluyor.

Artık brokoli mevsimi geldi sayılır. Biliyorsunuz inanılmaz faydaları olan bir sebze. Bu da değişik bir tarif. 

Brokoliyi az haşlıyoruz biliyorsunuz diri kalacak. Bir adet kuru soğanı çok ince doğruyoruz.

Üzerine iki adet domatesi rendeliyoruz. Zeytinyağı, tuz, karabiber, 1/2 limonun suyunu iyice karıştırıyoruz. Ve haşlanmış brokolilerin üzerine döküyoruz. Siyah zeytin çok yakışıyor eğer seviyorsanız.

Kasımpatı çiçeği biliyorsunuz dünyanın her yerinde, her değişik iklimde sadece kasım ayında açar. Kars'ta da  Antalya'da da aynı anda açıyor. Ama yukarıda gördüğünüz kasımpatı bizim bahçede kimse ekmediği halde böyle açtı bu mevsimde. Yanında açacak olan tomurcukları da görüyor musunuz? Bu doğa olayları inanılmaz.

 Ve Belçika mutfağından mükemmel bir tarif. Gurmerehberi.com dan alınmıştır, çok teşekkür ediyorum.

Tavuk göğsünü yarım saat haşlıyoruz. Havuç ve pırasayı yıkayıp ayıkladıktan sonra jülyen doğruyoruz, bir bardak tavuk suyunda haşlıyoruz. Tavuğun pişmesine yakın küçük bir kutu krema, tuz, karabiber ve biraz muskat rendesi ekleyerek ocağı kapatıyoruz.

Tavuk etlerini büyük parçalar halinde servis tabağına koyuyoruz. Hazırladığımız kremalı sebzeleri suyuyla beraber tavuğa katıyoruz. İri doğranmış ve haşlanmış patatesi de ekleyip, ince doğradığımız maydanozları da en üste serpiyoruz.

Biraz evvel kitap bloğumda bugün gezdiğim sahaf festivalini paylaştım. Orada da belirttim ama çok etkilendim burada da anlatacağım. Yukarıda aynı aileye ait onlarca fotograf var. Düzgün bir ailenin nişan, düğün fotografları. Hatta bir evlenme cüzdanı ve bir de pasaport var. Belli ki aile büyükleri ölünce bu belgeleri sahafa satmışlar. İnsan saklamak istemiyorsa yırtar, yakar ama bunları sahafa düşürmez. Bu beni çok etkiledi. Düşünün bu insanlar en yakın akrabalarının belgelerini üç kuruşa satıyor, bu kişileri hiç tanımayan bizler de dünyanın parasını verip alıyoruz. Çok acı değil mi?