ŞU ANDA MİDEMDE OLAN PALAMUTUN YOLCULUĞU

Bu sene bildiğiniz üzere  palamutun her halini pişirdim. Ama bugün ilk defa canlı olarak aldım ve palamutun denizden çıkarılmasından yeme aşamasına gelene kadar ki macerasını resimledim. Aşağıdaki tarifin çok benzerini yakın geçmişte paylaşmıştım. Bu biraz daha farklı. Palamut deliliğim zatem malumunuz da, bir de şimdi başınıza Eminönü'nden aldığım çeşitli güveçler çıktı. Artık her şeyi güveçte yapıyorum ve çok farklı lezzette oluyor.

Palamutlar  Sarıyer açıklarında tekneye geliyor, biz de sahilde askeri bir düzen içinde sıraya girmiş olarak tekneyi bekliyoruz. :))

Balıklar sahile gelmek üzere başka bir tekneye aktarıldı ve bize doğru geliyor. Her ne kadar aksi yöne gidiyor gibiyse de Boğaz'da öyle olduğun yerde manevra yapılamıyor. :))

Tekneyi beklerken resim çektim. :))  Boğaz'ın Karadeniz'e açılan kısmı.

Bu da diğer taraftan bir manzara.












Evet balıklar geldi, satın da aldık ama balıkçı raconu olarak balıkların ölmesi beklendi ayıklamak için. ( Bence de doğru ) Yani balıkların ağla çekilmesi ile ayıklanıp elime almam arasında birbuçuk saat geçti. Pek akıllı adam işi değil ama inat ettim bir kere. :)))



Evde yıkandılar, küvette buzlu ve tuzlu suda bekletildiler ve süzgeçe alınıp tuzlandılar. Güvecimizin tabanı zeytinyağla sıvandı. Balıklar zeytinyağı, tuz, karabiber ve soya sosuyla marine edilip bir saat buzdolabında bekletildi.

Soğanlar iri iri piyazlık doğrandı ve en alta yayıldı. Üzerine  balıklar dizildi. 3 - 4 diş sarımsak iri iri doğranıp aralara serpiştirildi. Sivri biberler ve domatesler aralara yerleştirildi. 2 adet defne yaprağı ilave edildi.

Üzerine  az tuz serpiştirildi ve güvecin üstü sıkıca folyo ile kaplandı. Önceden ikiyüz dereceye ısıtılmış fırında yaklaşık yirmi dakika pişiriyoruz. Sonra üzerini açıyoruz ve üzerinin kızarması için beş dakika daha fırında tutuyoruz.

Sonra tabağımıza alıyoruz ve üzerine bol limon sıkarak afiyetle yiyoruz.