25 Mart 2012 Pazar

Garipçe Köyü ve Kahvaltı











Sabah erken saatte ( üstelik saatleri de ileri almayı unutmuştuk ) telefon çalınca ilk önce endişelendim, sonra Lale'yle kahvaltıya gideceğimiz anlaşılınca gideyim mi, gitmeyeyim mi diye biraz düşündüm ve gitmeye karar verdim. İyiki de gitmişim, güzel, trafiği az bir yol, her taraf yeşillik, çam kokuları ve sonunda şirin bir Karadeniz köyü. Zaten Lale'nin önderliğinde bir yere gidipte oranın güzel olmaması mümkün değil.
Sarıyer'den sonra çam ağaçları ve çam kokusuyla aynı Marmaris - Datça yolu gibi devam ediyorsunuz. Köye geliş köyün sahilinde bitiyor. Elli metreden az bir sahili var.Solunuzda bulunan merdivenlerden çıkarsanız Ceneviz'lilerden kalma beşyüzelli yıllık kaleyle karşılaşıyorsunuz. Yalnız bakımsız ve pis. Sağ kıyıda iki balık lokantası var. Biz sabah gittiğimiz için kahvaltı ettik. Hava soğukça olmasına ve saatte erken olmasına rağmen yaklaşık elli masalık restaurant doluya yakındı. Birçok ünlüye rastlamak da mümkün.
Garipçe, Boğaz'dan Karadeniz'e geçince ikinci köy. Gerçekten garip bir görüntüsü var. :) Burada erkekler, balık yasağı kalkınca Eylül ayında denize açılırlarmış, yasak başlayana kadar yani Haziran ayına kadar dönmezlermiş. Köyde sadece kadınlar kalırmış. Altmış hanesi var. İki kalesi, üç lokanta, bir kahve bir de bakkalı bulunuyor. Nüfus elli senedir değişmemiş.
Kahvaltı açık büfe, özellikle yöresel peynirler, soğuk mezeler harika. Bir de kahvaltının ortasında önce Karadeniz'in özel bir peyniriyle yapılan mıhlama, arkasından da sucuklu yumurta geliyor ki muhteşem. Kahvaltıdan önce gelen kaymak ve bal da özellikle biz zayıflar için düşünülmüş herhalde. :)
Yukarıdaki resim mıhlama. Gerçi biraz dibi tutmuştu ama ben öyle daha çok severim. Kahvaltının fiyatını merak ediyorsunuz mutlaka. 25 tl.
Dönüş yolunda Kilyos'ta içtiğimiz kahvenin servis şekli.
Bu da resim çekmek için durduğumuz bir tepede rastladığımız hardal otu. Bu yöre halkı bilmediğinden sonra dikkat ettik heryer bu otla doluydu. Aslında Bodrum'da onyedi yıl yaşayan biri olarak yörenin her şeyini çok sevdim, iki şey hariç. Hardal otu ve keşkek. Ama gene de dayanamadım ve topladım, yarın pişmek üzere mutfakta bekliyor. Yarın Gülden'le beraber rejime de başlıyoruz, bence hardal otu çok uygun bir seçim.

5 yorum:

  1. güzel bir kahvaltinin ardindan diyete baslamak iyi fikirmi bilemicem:))
    ama benim facede actigim bir gurup arkadaslarla beraber zayifliyoruz eyer istersen bir yorum yazman yeterli :)
    gurubumuz acik olmadigi icin sadece bizim davetimizle giris oluyor

    YanıtlaSil
  2. 2 bloğunuzu da 'izliyorum'. Takip edeceğim bundan sonra.

    YanıtlaSil
  3. Bayıldım bloğuna bayıldıım.
    Sevgiler canım..

    YanıtlaSil
  4. Çok hoş kahvaltı için enerji deposu yerler gibi görünüyor. Mıhlamayı yaparlarken özellikle dibinin kabuk tutması sağlanır yani eşimden ve ailesinden öyle gördüm ve aynen bence en güzel kısmıda dibi oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de zaten dibini sevmiştim en çok. Teşekkür ederim.

      Sil