15 Temmuz 2013 Pazartesi

BODRUM KEBABI -- POLENEZKÖY

Artık İstanbul'da bile bazı yerlerde satılıyor ama menülerde hep Çökertme Kebabı olarak geçiyor. Aslının Bodrum kebabı olduğunu biliyorum ama Bodrumluları şöhret yapan o kadar çok şey var ki kabapla uğraşmalarına fırsat kalmıyor. Otlar bile bu kebabın önünde gidiyor. :)) Çok yerde yedim hakkıyla yapana daha rastlamadım. Bu vereceğim tarif de orjinali değil.

Önce bu hafta sonu Polenezköy kaçamağımızdan bahsetmek istiyorum. Defne Otel isimli muhteşem bahçesi olan bir yere gittik.





Bahçede fındık, defne ağaçları, mısır, koca yemiş, erik ağaçları, hamaklar, salıncaklar ve her çeşit çiçek mevcut.




Fındık ağacı. İtiraf edeyim ilk defa bu kadar yakından gördüm hatta kırıp yedim. Büyük zevkmiş.





Koca yemişler. Geçen sene satın alıp paylaşmıştım. Çok şifalı olduğu söyleniyor özellikle Giresun yöresinde turşusu kuruluyor. Ve bu turşu ile pırasa pişiriyorlar. Ben geçen sene hepsini denedim açıkçası en çok çiğ yemeyi sevdim.




Beni buraya çeken nedir diye düşünürken yukarıdaki bayrakları gördüm olay çözüldü. :))))



Karpuz kadar ortancalar. Özel gübrelerle limon kadar ortancalarla öğünürken bunlara rastlamam evdeki ortancalarla bütün duygusal ilişkimi bitirdi. :))



Soframızdan mütevazi bir görüntü. Bir takım objeler Ramazan günü günahımıza ortak olmamanız için kamufle edilmiştir. :))


Tunca illa ki mangal demişti ama bu iş üzerine kalınca pek memnun değil gibi. :))



Defne ağacı. Bodrum'da bizim bahçede de doluydu ama böyle meyve verenini ilk defa gördüm.



Başka bir koca yemiş ağacı. Bazı yerlerde kara yemiş de deniyor galiba.





Ve mısır... Her şeyiyle Karadeniz güzellikleri. Serin havasıyla şehrin gürültüsünden uzak olmasıyla gerçekten nefis bir yer.

Gelelim Bodrum kebabımıza.



Hani bu tarif orjinali değil demiştim ya şimdi resim üzerinde sebebini yazıyorum. Etlerin çok ince şeritler halinde olması gerekirdi. Üşendim. İkincisi patateslerin ya rende, ya da kibrit çöpü kadar olması gerekiyordu. Ama ben öyle sevmiyorum. Burada etin bonfile olması tavsiye edilir. 




Eti doğradıktan sonra soğan suyu, zeytinyağı, karabiber, tuz ve soya sosunda marine ediyoruz. En az iki saat böyle kalacak.




Patatesleri kibrit çöpü kadar doğradıktan sonra kızartıyoruz. Fotografta çok kalın çıkmış o kadar da değildi. :)) Tabağın altına yayıyoruz.




Üzerine sarımsaklı yoğurt (sarımsak var mıydı aslında acaba) döküyoruz. Marine ettiğimiz etleri ızgarada veya yağsız tavada kızartıyoruz. Yoğurdun üzerine koyuyoruz. Kenarlarına domates ve üzerine ince kesilmiş maydanoz koyarak servis yapıyoruz. Afiyet olsun.

32 yorum:

  1. Tam sizlik yerlermiş :)
    Yiyecekler nefis görünüyor, afiyet olsn:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeşilliği bazı zamanlar denize tercih ediyorum. Teşekkür ederim yorumuna.

      Sil
    2. Yeşilliği özlemişim iyi oldu bu kaçamak. teşekkür ederim yorumunuza.

      Sil
  2. Biz burada Fas, Cezayir dolaylarından Hurma Helvası bekleyelim. Sen Bodrum kebabı yap! Ama güzel olmuş hani:) Sarımsak var var. Polonez Köye gittin madem.. Oturdun defnenin yanı başına, aldın mı birkaç dal?. Balığa, ete ne koyacaksın?:) Hoşçakal.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya Fas nire, Bodrum nire. :)) Defne almak gelmedi aklıma evde de çok var zaten. Teşekkür ederim.

      Sil
  3. hayırlı ramazanlar.
    elinize sağlık:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size de hayırlı ramazanlar, teşekkür ederim.

      Sil
  4. Kebabınız mükemmel görünüyor. Bu günlerde böyle bir tarif okudum. Adı galiba Kafkas Kebabı'ydı. Yöresine göre adları değişiyor demek ki.
    Polonezköy'ü ben de severim. İlkbaharda en az bir kere gitmeye çalışırız.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Kafkas kebabı diye yayınlıyorlar. Daha doğrusu böyle bir yemek yarattılar. Onda et kuşbaşı oluyor ve sote yapar gibi malzeme giriyor içine. ama Ası kafkas kebabı dolma yapar gibi patlıcanın içine sote et konuyor, beşamel sos, kaşar falan bayağı ağır bir yemek. Polenezköy yeşillikli kısımlarında yazın bile serin. Teşekkür ederim yorumunuza.

      Sil
  5. Bu kadar yeşilliğin arasında olayı Galatasaraya bağlamanıza ne demeli:) Çökertme kebabını çok severim. Ellerinize sağlık. Ağaçlar ve yeşillik muhteşem...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ama güzel durmuyor mu bayraklar yeşillikler arasında? :)) Teşekkür ederim yorumunuza.

      Sil
  6. BENDE TAM AMAN ALLAHIM BU NE GÜZEL YERMİŞ DEİYE DÜŞÜNÜRKEN
    BAYRAKLARI GÖRÜNCE FİKİR DEĞİŞTİRDİM
    ŞAKA Bİ YANA HARİKA Bİ ORTAM
    BU ARADA KOCA YEMİŞ DEDİĞİNİZŞEYİN KARA YEMİŞ OLMA İHTİMALİ VARMI ACABA
    YEMEK TARİFİDE SÜPER BENDE ONU KAFKAS KEBABI OLARAK BİLİYORDUM
    ELLERİNİZE SAĞLIK

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence o bayraklar sayesinde güzel orası. :)) Evet kara yemiş de deniyormuş postta yazmıştım zaten. Doğru Kafkas kebabı diye de geçiyor ama bana Bodrum kebabı daha mantıklı geliyor. ( tarihçesini duyunca) Teşekkür ederim yorumuna.

      Sil
  7. Findik agaci, misir, yemis agaci gorunce hemen Karadeniz cevresinde gecen cocuklugumdan nostalji yaptim. Kepap cok nefis gorunuyor. Hafta sonunda deneyebilirim. Muthis bir paylasim olmus bugunku yayin ama ben bir kusur bulmayi basardim..... Ne mi? Bayraklarin renkleri yanlis :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karadeniz'de doğa bir başka gerçekten. Bu yemeği sevmeme ihtimali yok bence yeter ki etler iyi pişsin. O bayrakların karşısında sabaha kadar oturabilirdim. :)) Teşekkür ederim yorumuna.

      Sil
  8. Güzel sofranız da, o bir takım objelersiz yazık olurdu İlhan bey ama dimi!! :))
    Ellerinize sağlık, afiyetler olsun. Bodrum kebabını deneme fırsatım olmadı ama sizin yorumladığınız kebap tarifide harika görünüyor, denenmeli.
    Sevgilerimle, keyifli günler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de yazık olurdu. :)) Deneyin sevecek olmanız garanti. Size de iyi günler, teşekkür ederim.

      Sil
  9. Ne güzel fotoğrafları paylaşmışsınız, doğada geçirilen 1 gün bile insanı mutlu ediyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet doğaya ara sıra çıkmak yeşillikler içinde oturabilmek şehirde oturanlar için nimet. Teşekkür ederim yorumunuza.

      Sil
  10. Harika fotoğraflar, keyfiniz daim olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimizin keyfi daim olsun. Teşekkür ederim yorumun için.

      Sil
  11. Hmm guzel bir kacamak..Polenezkoy e hic gitmedim..gitmek isterim..Kara yemis neyin nesi arastiracagim:) taze findik dalindan yemeyi isterdim..kamufle edilmis olsa bile masa guzel gozukuyor:)) Bodrum kebabi zor degilmis en kisa zamanda denenecek..bayraklarin cekim gucu..siyah beyaz olsa idi daha iyi idi ama arkadas hatirina kirmizi sari ya da katlaniriz..Keyifli guzel gunleriniz olsun..sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Polenezköy şehir yaşantısından sonra ilaç gibi geliyor. Kara yemiş konusunda nötrüm. Olsa da olur olmasa da sanki. Bodrum kebebını dene ama etler kolay pişecek bir cins olsun. Sen yazınca orada siyah beyaz bayrak düşündüm hiç uymadı. :)) Teşekkür ederim.

      Sil
  12. çok severim polonez köyü şileye gidip gelirken yolumuzun üstünde olduğu için ara sıra uğrarız hem istanbula çok yakın hemde nefes almak için harika bir yer ..bodrum kebabıda harika görünüyor ellerinize sağlık İlhan bey..

    YanıtlaSil
  13. Eskiden problemdi yollar ama şimdi çok rahat ve İstanbul'a çok yakın. Arada nefes almak için mükemmel bir yer. Teşekkür edeim yorumunuza.

    YanıtlaSil
  14. Aynı otele bizde gitmiş ve bir gece kalmıştık İlhan çok hoş oldu yeniden görmek :) sabahta kahvaltımızı edip öyle çıkmıştık. Çok severim Polonezköy'ü, sanki İstanbul'dan ayrı bambaşka bir dünya gibi.
    Ben Giresun'luyum ve kara yemişten annem çok bahseder :) bir iki kere yemiştim bende. Çocukken amcamlar Adapazarı'nda yaşıyorlardı ve fındıkları vardı bahçede, o zaman koparıp yediğimizi hatırlıyorum.
    Ayrıca bende ortanca yetiştirmeye çalışıyorum ama çiçekleri büyük olmuyor nedense şimdi bunları görünce içim gitti valla:)
    En sonu kebaba sakladım :) tek kelime ile Nefis ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı otel ne tesadüf. Evet İstanbul'la ilgisi yok sessiz,yemyeşil. Kara yemişi ben geçen sene çeşitli şekillerde denedim ama çiğ yemek en güzeliydi galiba. Fındığı koparıp yemek bir özlemdi benim için. Ortanca konusu çok fena ne yaparsak yapalım öyle büyük olmıyor. Teşekkür ederim yorumuna.

      Sil
  15. Bodrum mutfağında etin işi ne pek anlamış değilim. Bana bu Bodrum Döneri, Bodrum Kebabı, Bodrum Mantısı biraz 'çakma' gibi geliyor.

    Çökertme Kebabı'nı biraz ayırabiliriz sanıyorum, diğer ikisi İstanbulluların uydurması ondan eminiz. Ama etli yemek bile çıkartmayan bir mutfağın doğrudan kebap çıkartması, nereden baksak tuhaf geliyor bana.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Master tezini bu konuda yapmış birine ancak saygı duyabilirim. :)) Bodrum döneri hani Halikarnas'a giderken solda bir dönerci vardır o ilk açıldığından beri (35 sene önce) dönerin aralarına patates, havuç falan koyar oradan Bodrum döneri kaldı adı. Bodrum mantısı diye bir şey yok tabi. Ama Bodrum Kebabı orjinal Bodrum'lu onu biliyorum. Teşekkür yorumuna.

      Sil
    2. Şirin Döneri diyorsun değil mi?

      Abiye sormuştuk zamanında niye böyle yapıyorsun diye, 'eee et çok pahalı' demişti.

      Sil
  16. Bu yazıda en çok igimi karayemiş ve soğanlı domatesli salata çekti. Ekmekle suyuna bana bana yemek beni medite eder :)
    Bu arada Polenezköyü çok severim.
    Kebaplar ise muhteşem görünmekle birlikte, ancak biri yaparsa yerim sanırım yapmaya kalkışabileceğim bir yemek değil... :)
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  17. Karayemişi ben çok tutmadım aslında. Bazen bir salta benim de aklımı alabilir bu konuda haklısın. Polenezköy bence İstanbul'da yaşayanlar için bir nimet. Ben de Bodrum'dan mangalla çok haşır neşir olduğumdan henüz özlemedim. Teşekkür ederim yorumuna.

    YanıtlaSil